AKP ve MHP'nin Türkiye Büyük Millet Meclisine getirdiği, kamuoyunda sansür yasası olarak bilinen "Dezenformasyonla Mücadele Yasasına" ilişkin Eski AK Partili Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren'den dikkat çeken yorum geldi.
İktidarın tarihi bir hata yaptığı söyleyen Taşgetiren, "Bu işler öyle olmuyor. Bumerang o zaman bumerang oluyor" dedi.
Cumhur İttifakı'na oy verenlerin dahi şaşkın olduğunu söyleyen Taşgetiren, "Cumhur İttifakı’na oy veren vatandaşların bile şaşkın bakışları arasında oldu her şey. Ekonomi yine boğuyordu, mazot bir gün çıkıp bir gün inip, tekrar çıkıyordu. Fiyatlar almış başını gidiyordu. Çiftçi perişandı, işçi perişandı, tüm ücretliler kan ağlıyordu. Ama iktidar ortakları 40 maddelik bir yasa tasarısını Meclis’ten geçirmek için seferberlik halindeydi.
Sonunda iktidar ortakları muratlarına erdiler." ifadelerini kullandı.
Sansür yasasındaki meşhur 29. maddeyi hatırlatan Taşgetiren, şu ifadeleri kullandı:
"Tamamen keyfi bir yargılamanın kapısını açıyor. Bir haberin – farklı ortamlarda paylaşılan bir bilginin endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla yayınlandığına, üstelik ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili bilginin gerçeğe aykırı ve kamu barışını bozmaya elverişli olduğuna kim karar verecek? Hiç muhalefete geçmeyecekler mi, bugün başkalarına karşı güdümlü hareket eden yargı süreci kendilerine karşı hiç uygulanmayacak mı? Bunun için böyle keyfi yorumlara açık yasal düzenlemeler devreye sokulmayacak mı?
Bile bile yanlış yapıyorlar.
Mesela bu yasa ile, iktidar medyasının muhalefet liderleri ile ilgili olarak yaptıkları yayınlar takip edilecek mi? Yooo, Çünkü onların hiçbiri “iç – dış güvenlik, kamu düzeni , genel sağlık” kapsamına girmez! Hatta onları yalan – yanlış iddialarla dahi olsa halkın gözünden düşürmenin “iç – dış güvenlik, kamu düzeni , genel sağlık” kriterlerine uygun, ülke yararına olduğu bile düşünülebilir.
Müthiş mantık!
Peki bu yasa işler mi?
“Birilerine işler, diğerleri de ondan korkar” gibi düşünülmüş olabilir. Oto sansür yani. Ama, bence yanlış hesap yapılıyor. Bu tür baskılar, tepkilerini de beraberinde getirir. Bunlar iktidarın totaliter karakterine bir kara boya daha sürer, ayrıca bu çağda her türlü haber büyük kitlelere ulaşmanın mecrasını bulur.
Bu konunun bir başka boyutu, bu tür düzenlemelerin bumerang niteliği kazanmasının kaçınılmaz olmasıdır.
İktidar zaten yargı konusunda böyle bir hesap biriktiriyor. Muhtemel ki, “yargı bütün kademelerde avucumuzun içinde, her türlü muhalefeti kıskıvrak yakalayacağız” gibi hesaplar yapılmıştır. Bu işler öyle olmuyor. Ülkedeki siyasi iklim değişmeye başladığında herkes yeniden konum belirleme arayışına giriyor.
Bumerang o zaman bumerang oluyor.
Bence iktidar tarihi bir hata yaptı."